Günün anlam ve önemi/ AYÇA

Yine günlerden 10 Kasım. Hani şu siren sesiyle tüylerimizin diken diken olduğu gün. Hayatına onlarca savaş, yüzlerce başarı, milyonlarca yürek ve kocaman bir Türkiye sığdırmış koca yürekli bir adamın aramızda olmayışını andığımız gün. Aramızda olmayışını anıyoruz evet ama bir yandan da yana yakıla aramızda arıyoruz onu. Yine gelsin istiyoruz, yine dimdik karşımızda dursun. Yüreklerimizdeki arzuyu dinliyoruz onu bir kez olsun görmek isteyen, kulaklarımızdaki çınlamayı dinliyoruz onu bir kez olsun duymak isteyen. Aslında bugüne olan kırgınlığımız o gözlerini göremeyeceğimiz için, o kudretli sesini duyamayacağımız için. Bugüne olan kalp ağrımız bize bu ülkenin geleceği olduğumuzu ve bizim çok güçlü olduğumuzu bir daha söyleyemeyeceğin için. Fakat sen rahat uyu Ata'm. Bil ki dudaklarından çıkan her cümle senden sonraki her neslin ruhuna kazınıyor, yol gösteriyor. Nasıl olur ki bu diye sorarsanız, önce sapsarı saçlarına bakın derim; orada aydınlık gelecekler göreceksiniz, ardından da deniz mavisi gözlerine; orada da gökyüzünü göreceksiniz her baktığınızda umudunuzu tazeleyen, en son da bakışlarında kenetlenin derim, o sonsuz inancı, sonsuz cesareti, sonsuz gücü ve sonsuz zaferi hissedin. Ve her ümitsizliğe kapıldığınızda, hiç beklemediğim bir anda karşıma çıkıp bana gerçekleri tokat gibi yüzüme çarparak hissettiren ve beni ayağa kaldıran şu sözlerini getirin aklınıza; “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini, daha sonra istikballerini kaybetmeye mahkumdur!” İşte bizlerin birinci vazifesi Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek olduğu gibi ikinci vazifesi de bu göreve layık, Atatürk’ün izinde adım adım ilerleyen azimli ve cesur birer Türk genci olmaktır. Biz Atatürk gençleri olarak ağzından çıkan her kelimeyi yaşatmak için son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Çalışan, üreten, ülkesine, milletine bağlı Ata’larının açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürüyerek onun ilke ve inkılaplarını bizler yaşatacağız. Unutmayın! Atatürk bir şahsiyetten öte; fikirdir, ruhtur, devrimdir. Bu inanç doğrultusunda onu, silah arkadaşlarını ve bağımsızlık için bizlere canını feda eden aziz şehitlerimizi anıyorum. Ata’m! Sadece bu ülke değil, tüm dünya senin kudretinden haberdar. O bakışların bize cesaret verdiği gibi, düşmanlarını da korkutuyor bilesin. Seni çok seviyorum güzeller güzelim. Ruhun şâd olsun!